Işık ve Karanlıklar

Mucize İddiası:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah'adır... (Enam Suresi, 1)
Bilindiği gibi etrafta ışık kaynağı olmadığında, bir insanın çevresindekileri çıplak gözle görmesi mümkün değildir. Ancak bizim görebildiğimiz ışık, ışık yayan enerjinin çok küçük bir bölümüdür. İnsanın göremediği, fakat ışık yayan başka enerji çeşitleri de mevcuttur: Kızıl ötesi, ultraviyole, X ışınları ve radyo dalgaları gibi. Ve insan ışığın bu dalga boyları karşısında kör konumundadır.

Kuran'da "karanlık" kelimesinin her defasında "karanlıklar" olarak ifade edilmesi de bu bakımdan dikkat çekicidir. Arapçada "zulumat" olarak ifade edilen "karanlıklar" kelimesi, Kuran'da 23 ayette çoğul biçimde kullanılmıştır. Tekil olarak ise hiç kullanılmamıştır. Kuran'da karanlık kelimesinin bu kullanımı bizim görebildiğimiz ışık aralığının dışında da, farklı ışık çeşitleri olabileceğine dikkat çekmektedir.

Buradaki çoğul ifadenin sebebini bilim adamları yakın tarihlerde keşfetmişlerdir. Dalga boyları, elektromanyetik ışınım olarak bilinen enerjinin farklı şekilleridir. Elektromanyetik ışınımın tüm farklı şekilleri, uzayda enerji dalgaları şeklinde hareket ederler. Bu, bir gölün üzerine atılan taşların oluşturduğu dalgalara benzetilebilir. Ve nasıl, bir göldeki dalgaların farklı boyları olabiliyorsa, elektromanyetik ışınımın da farklı dalga boyları olur.


Reddiyem:

Kaynaktan yazının tamamına ulaşabilirsiniz.İddia sahibi yine çok komik bir iddiaya imza atmış. Şiirsellik açısından zaten karanlık kelimesi çoğu dilde çoğul kullanılır, bu iddia için arkadaşa teşekkür ederek alttaki yorumunu aynen alıntılıyorum:
İbranicede veya Grekçede karanlık sözcüğü tekil olarak kullanılır. Arapçada ise "zulumat" sözcüğü her zaman çoğul olarak kullanılmıştır. Bunun sebebi elbette dil ile ilgilidir. Muhtemelen Arapçada bu sözcük hep çoğul biçimde kullanılmıştır. Kısacası, bu Kur'an ile ilgili değil, Arapça'nın dil yapısıyla ilgilidir.

İkincisi, "karanlık" sözcüğünün çoğul olarak kullanıldığı tek dil Arapça DEĞİLdir. Latince Kutsal Kitap çevirisini ve ona dayanan İtalyanca çevirileri kontrol ederseniz, orada da "karanlık" sözcüğünün her zaman çoğul olarak kullanıldığını görürsünüz. M.S. 4. yüzyılda yapılmış Latince Kutsal Kitap çevirisi olan Vulgate metninde Yaratılış kitabındaki karanlık ile ilgili ayet buna örnektir: 
Terra autem erat inanis et vacua, et tenebræ erant super faciem abyssi: et spiritus Dei ferebatur super aquas. (Genesis 1:2)(tenebrae= karanlıkLAR) 
http://www.sacred-texts.com/bib/vul/gen001.htm#001 
İtalyancada da "le tenebre" ifadesi geçer ve bu hep çoğul biçimdedir: 
Ora la terra era informe e deserta e le tenebre ricoprivano l'abisso e lo spirito di Dio aleggiava sulle acque. (Genesi 1:2) (le tenebre= karanlıkLAR) 
http://www.maranatha.it/Bibbia/1-Pentateuco/01-GenesiPage.htm 
"karanlık" sözcüğünün Latincede niçin hep çoğul biçimde kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir: 
Second, "tenebrae"(darkness) is always plural, without there being any reason for it... 
http://www.learnlangs.com/biblelatin/lesson3.htm 
Kısacası, İslam'dan 2 asır önce yazılmış Latince Kutsal Kitap çevirisinde bile karanlıkLAR yapısının kullanılması İslamcıların mucize iddialarını çöpe atmaya yeter!

Ayrıca, mucize iddiası bir çeşit harakiri olduğu için de dikkate değerdir ve mizah unsurudur. İddiada karanlıklar sözcüğünün çoğul kullanımına anlam kazandırılmaya çalışılırken, karanlıklar denme gerekçesi aslında ışığın çoğulluğuna bağlanmıştır. Oysa Kur'an'da "ışık" sözcüğü hep TEKİL olarak kullanılmıştır. Demek ki Kur'an yazarı ışık çeşitlerinden haberdar olmamıştır! Akıl ve mantık sahibi kişiler zaten bu mucize iddiasını okuyunca onun kendisiyle çelişkili olduğunu anlarlar.
Umarım  Müslüman arkadaşlar bunun ne kadar saçma bir iddia olduğunu anlamışlardır. Arkadşın dediği gibi dille alakalı, Türkçe'de de şiirlerde,şarkılarda ''karanlıklar'' çok kullanılır mesela. Çoğul olarak daha şiirsel oluyor, o halde herhangi bir Türkçe eserde de rahatlıkla bulabiliriz bu türden mucizeleri. Sana tekrar teşekkür ediyorum Adsız.